Heykel, kilden, alçıdan, tahtadan, metalden, mermerden ya da taştan oyma, yontma, yoğurma, dövme gibi çeşitli yöntemlerle biçim verilerek yapılan yapıtlara denir. Bir düzlem üzerinde yer alan resimden farklı olarak heykelin eni, boyu, yüksekliği yani belirli bir hacmi vardır. Değişik açılardan bakıldığında farklı görünümler verir.
Heykel çoğunlukla içinde bulunduğu ortamla ilişki içindedir ya da bulunduğu yerin ayrılmaz bir parçası durumundadır. Heykellere tapınaklarda, saraylarda, parklarda, alanlarda, mezarlıklarda rastlanır. Özel günlerin ve önemli kişilerin anısına yapıldığı gibi salt güzel bir şey yaratma kaygısıyla da yapılagelmiştir. Tarihsel yapıların çoğu sütunlara oyulmuş heykellerin yanı sıra çiçek, yaprak ya da çeşitli kabartmalarla bezelidir.
Tarih boyunca heykel sanatında başlıca taş ve mermer kullanıldı. Çağdaş heykelciler ise amaçlarına uygun olan her türlü gereçle çalışırlar. Heykelin türü büyük ölçüde kullanılan gereçlere bağlıdır. Dış etkilere son derece dayanıklı olan taş anıtsal heykellerin, sade ve görkemli kabartmaların ve oymaların yapımına uygundur. İnce ve ayrıntılı oymalar için ise kolaylıkla işlenebilen tahta kullanılır. Kil yumuşak ve esnektir. Elle biçimlendirilebildiği için daha ince çalışmalarda kullanılır.
Sözgelimi bir heykelci narin bacaklı bir hayvan olan at heykelini taştan oymaya kalkarsa, daha yapıt tamamlanmadan gövdenin ağırlığı bacakların kırılmasına yol açacaktır. Aslan, kaplan gibi gövdeyi taşıyabilecek kalın bacaklı hayvanların heykelleri için taş daha uygundur. İnce bacaklı bir at yapmak için ise en uygun gereç tahta ya da tunçtur. Her iki gereç de hem hafif, hem de dayanıklıdır.
Heykel yapımı yetenek, bilgi ve beceri gerektiren bir iştir. Bir heykelci taşı ya da tahtayı oymak için gereken kesici araçları kullanmayı becerdikten başka, büyük bir taşı pürüzsüz ve düzgün olarak biçimlendirebilmelidir.