| DurmaYAZ Forum Yönetimi! |
|
| Türklerin ve Türk Adının Kökeni | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
MentaL M€M€ÑTØ MØRÍ
Mesaj Sayısı : 127 Kayıt tarihi : 30/03/10 Yaş : 42
| Konu: Türklerin ve Türk Adının Kökeni C.tesi Nis. 03, 2010 11:12 pm | |
| Türklerin ve Türk Adının Kökeni Tarihte Türk adıyla ortaya çıkan ilk topluluk,Göktürkler'dir. Göktürk adı,Orhun Yazıtları'nda geçiyor.
Göktürkler,552 tarihinde Avar(Juan Juan/Cücen) egemenliğine son verdiler. Orta Asya'da büyük bir Kabileler Konfederasyonu,yani devlet kurdular. Türk (Türük),başlsngıçta bu konfederasyona egemen olan boyun adıydı.
Zamanla Göktürk Konfederasyonu içindeki bütün kavimler Türk diye anıldı.
Türüklerin yani Türklerin Hun kökünden geldiği,Çin kaynaklarında açıkca anlatılmaktadr.
Başlangıçta Türk adı,bir boyun adı iken,o boyun egemenliği altındaki bütün boylar da zamanla Türk diye anıldılar. Özetle Türk (Göktürk) kağanına bağlılığını anlatan siyasal bağ ,Türk kavramını belirlemiş oldu.
Türk,Türük,Törük Sözcüğünün Anlamı :
Ziya Gökalp,Türk sözcüğünü töre ya da törü sözcüğüne bağlıyor. Thomsen,Kaşgarl Mahmut da buna benzer bir anlayışa sahip.
Türk sözcüğünün Törük'ten kaynaklandığını ve töreli anlamına geldiğini,yine Orta Asya,kavimlerinin devletleşme sürecine denk geldiğini görüyoruz.
(Türk Sözünün Aslı,H.Namık Orkun,TDK Yayını,2004. Yararlanıldı.) | |
| | | MentaL M€M€ÑTØ MØRÍ
Mesaj Sayısı : 127 Kayıt tarihi : 30/03/10 Yaş : 42
| Konu: Geri: Türklerin ve Türk Adının Kökeni C.tesi Nis. 03, 2010 11:12 pm | |
| "Nuh Peygamber,Tufandan sonra yeryüzünü üç oğlu arasında paylaştırdı. Her birini bir yöne gönderdi. Ham'ı Hindistan ülkesine,Sam'ı İran ülkesine,Yafet'i de Turan ülkesine."
"Yafes ibni Nuh, Cudi dağından indikten sonra,Allah'ın emriyle Doğu'ya yöneldi. Sonra babası NUH'a dönerek: "Bana verdiğin yerlerde iklim kurakmış,yağmur yağdıracak bir dua öğret." dedi. NUH da O'na ism-i azam duasını öğretti ve Yada/Cada taşını verdi."
(Şecere-i Türk. Gazi Bahadur Han)
(Dört Ulus Tarihi.Mirza Uluğbey)
Konuyu,Gazi Bahadır Han,Mirza Uluğbey'den aktarıyor. Mirza Uluğbey de Reşidüddin'den aktarıyor.
Reşidüddin de Yahudi asıllıdır. Söylence Tevrat kaynaklıdır.
Eski İbraniler,Türk halklarına Togarma (Togar) diyordu.
Hazar Hükümdarı Yosif,Togarma'nın on oğlu olduğunu yazıyordu.
Togarma sözcüğü Kitab-ı Mukaddes'te de geçiyor:
"Beyt togarma halkı,mallarına karşılık sana at,savaş atı,katır verdi." (Hezekiel)
Togarma,Yafes'in oğullarından biri kabul edilmektedir.
(Tanrıların ve Firavunların Dili,Nurihan Fattah,Selenge Yayınları,2004) | |
| | | MentaL M€M€ÑTØ MØRÍ
Mesaj Sayısı : 127 Kayıt tarihi : 30/03/10 Yaş : 42
| Konu: Geri: Türklerin ve Türk Adının Kökeni C.tesi Nis. 03, 2010 11:12 pm | |
| 1354 yılında ölen tarihci Andrea Dandolo'ya göre :
"Türklerin vatanı Kafkas dağlarnın arkasındadır. Kökenleri Truva Kralı Priamos'un oğlu,Troilos'un oğlu Turkos'a dayanmaktadır.
Turkos kentin alınmasından sonra yandaşlarının büyük bir bölümüyle bu yörelere sığınmıştır."
(Aktaran S.Yeramisos.Türkler Romalıların Mirascısı mıdır ? Toplumsal Tarih.Sayı:116,Ağustos 2003,Say:68. )
xxxxxxx xxxxxxxxxx xxxxxxxxxx
Romalalar da köklerini -Yunanlılardan ayırmak için- Truva'ya bağlamaktadırlar. Dahası Ünlü Caesar,Perslere karşı yapacağı büyük bir savaştan önce başkentini Truva'ya taşıyacağından sözetmiştir.
Bu proje daha sonra Doğu Roma'nın başkentini belirlerken gündeme gelmiş,ancak İstanbul'da karar kılınmıştır.
Truvalılarla Türkler arasındaki ilişki ilk kez İtalyanlar tarafından kurulmuştur. Bu yargı Orta Asya kökenli Türklerin,Roma önlerine kadar gelmesiyle, Atilla ve savaşcılarının Truvalılarla ilişkilendirilmesine yol açmıştır.
Haçlı seferleri sırasında Anadolu'ya gelen Haçlılar, karşılarında Türkleri bulunca bu kez,Haçlılar da Türkleri köken olarak Truvalılara bağlamışlardır.
Daha İstanbul alınmadan önce ve Türkler Rumeli'ye geçince Türklerle Truvalılar arasındaki bağlar yeniden kuruldu.
1437 yılında Katalan Pero Tafur,İstanbul'da herkesin ağzında olan şu sözleri not ediyor : "Türkler,Truva'nın intikamını alacaktır."(S.Yeramisos.A.g.d. sy:69)
Fatih,İstanbul'u alınca bir tarih bilinciyle "Truvalıların intikamını aldım." demiştir.
I.Dünya savaşında,Çanakkale Direnişinde,boğazlara saldıran İngiliz Zırhlısı,Truva'ya saldıran Yunanlı Başkomutan Agamemnon adını taşmaktadır.
Çanakkale savaşında da Truva'nın direnişinin tarihsel izleri görülüyor.
Truva savaşları,antik çağdan,İstanbul'un alınmasına ve Çanakkale Savaşına kadar "doğu-batı sorunsalı" bağlamında ele alındı. | |
| | | MentaL M€M€ÑTØ MØRÍ
Mesaj Sayısı : 127 Kayıt tarihi : 30/03/10 Yaş : 42
| Konu: Geri: Türklerin ve Türk Adının Kökeni C.tesi Nis. 03, 2010 11:12 pm | |
| Türk, etnik bir ad değildir. Yazıtlarda geçen biçimi Törük 'tür zamanla > Türük > Türk biçiminde değişime uğramıştır. Ana Türkçe tör- "düzenlemek, nizam vermek" fiilinden gelir. Ana Türkçe'den > Eski Türkçe'ye geçişte sondaki /-r/'ler > /-z/ olmuştur bu hâdiseye zetaizm denir, tör- > törük "düzenlenmiş, nizam altına alınmış, nizamlı" demektir, tör- fiili eski Türkçe'de incelmeye de uğrayarak > tür- > tüz- olmuştur, Oğuzcada > düz- "düzmek, düzene koymak, düzenlemek" > yine incelmeyle ise > diz- "belli bir sıraya koymak, dizmek" olmuştur.
Yazıtlardaki Törük Bodun yanlış çevriliyor, "Türk Milleti" olarak... Oysa yine Eski Türkçedeki ilk hecede bulunan /-d/ sesleri de günümüze gelirken /-y/ olmuştur, yâni bod bugünkü boy "kabile, aşiret" demektir, Eski Türkçedeki çoğul eklerinden biri olan /+n/ ile > bodun "boylar, kabileler" demektir. Törük Bodun ise "nizam altına alınmış olan boylar" anlamına gelir. Türkçede bir fiilin sonucuna uğramış ad türeten ek /+k/ ekidir, batık "batmış olan", sökük "sökülmüş olan", çizik "çizilmiş olan" gibi... Törük de "törülmüş olan" demektir yâni "nizam altına alınmış olan, manzum, tanzim edilmiş"... Törük sözcüğü aynen bugüne "evrilerek" gelseydi > *düzük yahut *dizik olurdu...
Dilbilimde, Türük örneğinde olduğu gibi, belli bir yüzyılda kalıplaşarak "özel anlam kazanan" sözcüklere donmuş söz (frozen word) denir. Her dilde bu gibi sözcük örnekleri vardır. Meselâ otağ da bir donmuş söz örneğidir. Çünkü otağ sözcüğünün, "evrimini tamamlamış" biçimi oda 'dır. İlk Türkçe'den bugüne gösterirsek, ôt "ateş, yalaz" > ôta- "ateş yakmak, ocak tüttürmek 2) ısıtmak > ôtag "içinde ocak tüten yer, ev, oda, yuva 2) sıcak yer" > otag > otağ "pâdişah çadırı" anlamıyla "özel anlam kazandı ve dondu" > evrim bir koldan sürer > odağ > oda
Törük'ten gelen ve zamanla Türük > Türk biçiminde evrilen bu sözcük de esâsen Göktürk adıyla andığımız hânedanlık zamanında, bir tek tuğ altında toplanmış, nizamlanmış olan bütün boyları kasten kullanılmış bir addır. Zamanla Oğuzlar bu adı, kendi adları yerine de kullanır olmuşlar. Yazıtlarda açıkça Oguz, Tatar, Uygur , Türgiş gibi etnik adlar da geçmektedir.
Bizim asıl adımız Oguz 'dur. Bu etnik adımızdır yâni soy adımız. Yoksa ırkî olarak Kıpçak (Kazak, Kırgız, Tatar vb.)ve Karluklarla (Özbek, Uygur vb.) alâkamız yoktur. Bu gerçeği bâzı Türkçü ve Kürtçüler görmek istemezler, çünkü hayâli savlarına ters düşer...
Oguz adının, İlk Türkçe dönemindeki biçimi de Ogur 'dur. (zetaizm'e uğramış hâli > oguz) Bildiğiniz gibi Macarlar da On-Ogur'dur yâni ırkî akrabalarımızdırlar. Bu alanda bir genetik çalışma yapılırsa gerçek görülecektir. Oguzlar, sarı ırktan (ırk adı galât-ı meşhurdur) yâni Mongoloid değildir.
Ülkemizdeki Kürtçü-Ermenici-Batıcı tâife ise Türklerin sarı ırktan olduğu safsatasını gevelemektedir, hayâl üzerine tarih inşâ eden Türkçüler de bu safsatalara kendilerini kaptırmışlardır ne yazık ki... Oysa orta asyanın Mongolize oluşu 1000 yıllık bir hâidsedir. Orta asyadaki en eski genetik haritalar çıkarılmıştır, bu çalışmalarla görülmüştür ki orta asyadaki en eski kemikler "beyaz ırk"a ait olup 40-45 bin yıllıktır, bölgedeki Mogoloid özellik taşıyan kemikler ise ancak 2000 yıla gitmektedir. Mongoloid ırkın Sibirya tarafından bölgeye indiği de biliniyor.
Öte yandan, bugün hâlâ İlk Türkçe'nin (m.ö. devirler) tüm özelliklerini aynen koruyan Türk dili Çuvaşça 'dır ve Çuvaşlar beyaz ırktan oluıp Ukrayna'nın kuzeyinde, Ural bölgesinde yaşamaktadırlar. Çuvaşça'da zetaizm olmamıştır söz gelimi kız'a hâlen hır (İlk Türkçe kır), dokkuz'a tıhhır (İlk Türkçe tokkur) vb. derler... Sorulması gereken soru şudur, peki neden orta asyada ya da Altaylarda bir tek arkaik özellik taşyan Türk dili yoktur?
İkinci bir önemli halk da Halaçlar'dır. Halaçlar da İlk Türkçeden sonraki dönem olan Ana Türkçe denen dilin tüm özelliklerini aynen koruyan bir dil konuşurlar ve yaşadıkarı yer İran, Huzistan bölgesidir. Yine orta asya ya da Altaylarda bu gibi araik bir Türk dili yoktur...
Türklerin anayurdu, iddia edildiği gibi orta asya ya da Altaylar olmayıp, Kuzeyden > Gğneye sıralarsak ; Urallar > Karadeniz'in Kuzeyi > Hazar'ın Kuzeyi > Kafkasya > Batı İran Kuzey-Güney Azerbaycan > Doğu-Güney Doğu Anadolu > Mezopotamya bölgesidir.
Urartu, Hurri, Sümer dillerindeki sondan eklemelilik, eril-dişil olmayışı gibi temel benzerlikler, binlerce yıllık etkileşim sonucu olmalıdır. Zirâ Lazca, Gürcüce, Megrelce, Svanca, Çerkezce gibi Kafkas dileri de Türkçe ile büyük ortaklık ve benzerlikler göstermektedir.
Batılılar bu gerçekleri oldukça iyi bilmektedirler. Ancak uydurdukları Aryan teorisi ve Türkleri orta asya'ya, Altaylar'a öteleme işlerine gelmektedir. Ancak yukarıdaki sorulara yanıt verememektedirler (orta asya ve altaylarda hiçbir arkaik Türk dilinin olmayışı, bu, Türk dilinin sonradan bu bölgelere yayıldığını gösterir.)
Zaten, bugün Kıpçak dediğimiz dillerin nüvesi de Kafkaslarda konuşulmaktadır. Karaçaylar, Kumuklar, Balkarlar gibi Türk halkları da beyaz ırktan olup Kuzey Kafkasyada yaşamaktadırlar. Tam da bu bölgeden > Hazar'ın kuzeyinden yayılan Türk dili, orta asyada karşımıza Kıpçak olarak çıkmaktadır. Tatar, Kırgız, Nogay gibi Moğol kabileleri Türk dilini benimsemişlerdir, tabii ki daha yakınlarındaki Kıpçak dilini, Oğuz'u değil.
Özetle, tüm kanıtlar, (dilsel, coğrafi ve genetik) Türklerin 40.000 yıldır yurakıda verdiğim coğrafyalarda olduklarını göstermektedir. Bugünkü İran coğrafyasına ve Anadolu'ya, hint-avrupai diller konuşan halların gelişi çok daha yenidir. İran'daki en eski medeniyet Elam'dır. (hint-avrupai değil), Anadoludaki Urartu, Hurri, daha güneydeki Sümer, anadolunun en eski medeniyeti Hatti vb... hiçbirisi hint-avrupai dil konuşmamaktadırlar.
Tüm bu gerçekleri bilen batılı bilimciler, uydurdukları yalana kendileri de inanıp, herkesin inanmasını beklemektedirler. Ancak güneş baçlıkla sıvanmaz, artık ilerleyen genetik, ve dilbilim sayesinde, coğrafi kanıtlatlar da, gerçekleri biliyoruz. | |
| | | | Türklerin ve Türk Adının Kökeni | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|