Adını,Mitolojideki Kral Oidipus'un öyküsünnden alan Oidipus Kompleksi,Freud kuramının temel kavramlarndan biridir.
Freud bu kavram, çocuklarda babayı kendine rakip görerek,annenin gözdesi olma biçimindeki davranışı anlatmak için kullanmıştır.
Oidipus'un Öyküsü :
http://www.herkesetiyatro.com/oidipus.html Freud "Bilinçaltı kuramıyla ilgili kimi önemli önermelerini de yine edebiyat sanatlarına ve onların kurmaca kahramanlarına doğrulattı.
Antik tragedyalardan Shakespeare'e, oradan Dostoyevski'ye uzanan bir alanda, kendine kurmaca dünyadan bir tanıklar ordusu oluşturdu.
Sophokles'in kahramanı Kral Oidipus, kuramının önemli önermelerinden birine isim babalığı yaptı; Hamlet'in, babasının öcünü almayı sürekli ertelemesini ya da "Karamazov Kardeşler"deki baba cinayetini, söz konusu önermesini doğrulatmak için kullandı"
http://www.karakutu.com/modules.php?...ticle&sid=1704 "Dünya edebiyatının en büyük üç eserinin Sophokles'in Kral Oidipus'unun, Shakespeare'in Hamlet'inin ve Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşler'inin aynı konuyu, yani "baba katilliğini" ele alması rastlantı olarak açıklanamaz." der Freud.
Babasının ölümünü istediği düşüncesi Dostoyevski'nin yakasını hiç bırakmadı, onu hayatının sonuna kadar süren bir bunalıma soktu.
Kimine göre bu suçluluk duygusu nedeniyle ilk sara nöbetini geçirdi.
Ama edebiyat tarihinin belki de gelmiş geçmiş en güzel romanının ana temasını yine bu suçluluk duygusundan çıkardı.
Baba imgesi sadece dünyevi bir imge olarak değil, aynı zamanda Hıristiyan teolojideki anlamıyla da karşımıza çıkar.
Peki "baba ile oğlun" gerçekte paylaşamadıkları nedir?
Freud, buna "anne," diye cevap verir.
Öyle ya, tüm savaşların nedeni bir kadın değil midir?"
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.p...2&haberno=7163 Bizim edebiyatımızda da baba katili olan Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) aynı düzlemde ele alınabilir mi?